Sınıf Yönetimi ve Disiplin Modelleri

TAKİP ET

Sınıf Yönetimi ve Disiplin Modelleri, Rudolf Dreikurs Modeli, William Glasser Modeli, Jacob S. Kounin Modeli, Frederic Skinner Modeli, Marlene Canter Modeli, Hiam Ginnot Modeli, Lee Jones & Fred Jones Modeli, Fritz Redl ve William Wattenberg Modeli, Thomas Gordon Modeli...

Sınıf Yönetimi ve Disiplin Modelleri, Rudolf Dreikurs Modeli, William Glasser Modeli, Jacob S. Kounin Modeli, Frederic Skinner Modeli, Marlene Canter Modeli, Hiam Ginnot Modeli, Lee Jones & Fred Jones Modeli, Fritz Redl ve William Wattenberg Modeli, Thomas Gordon Modeli...

Sınıf yönetimi ve disiplin modelleri, çok değil 20-25 yıl öncesinde pek duyulmayan bir kavram  olmasına rağmen  bugün artık eğitim öğretimle ilgili kavramlar arasında yerini alan ve eğitim-öğretim ortamı olan sınıflardaki öğrencilerin ders etkinliğine katılımından tutun da bir çok olumlu davranışlar kazandırılması anlamında sınıfı disiplin altına alma ya da disiplini sağlayamama  günümüzde öğretme görevini üstlenmiş olan öğreticilerin/öğretmenlerin hatta okul yöneticilerinin  korkulu rüyası olmaya devam etmektedir.

Eğitim bilimciler bu yolda ne kadar çözüm yolları üretirlerse üretsinler, bir o kadar da olumsuz tutum ve davranışların sergilenmesinin  alıp başını gittiği günümüzde öğrencileri, öğretmenleri ve okul yöneticilerini ne gibi olumsuzlukların beklediğini kestirmek oldukça güçleşmektedir.  

Bu  çalışmamızda; öğrenci davranışlarının kontrolü, öğrenci davranışlarının nedenleri, istenmeyen öğrenci davranışları, kontrolleri için geliştirilen yaklaşımları, kontrol yöntemlerini,istenmeyen öğrenci davranışlarıyla baş edebilme ve öğrencilere yeterlilikler kazandırılması yönünde yapılan çalışmalara değinilecektir.  

Sınıf Yönetimi

Sınıf, öğretmen ve öğrencilerin zamanlarının büyük bir kısmını geçirdikleri, bir yaşama ve öğrenme alanı veya sahasıdır. Okul yöneticileri, öğretmen ve öğrenciler okul zamanının büyük bir kısmını okul ve sınıf diye adlandırılan bir mekânda geçirirler(Turan 2012:2).

Kavramsal açıdan sınıf; açık bir yer, bir meydan, ortalık veya avlu anlamına gelir. Sınıf veya sahanının sınırlarının belirlenmesi zor olmasına rağmen bütün öğrencilerin sınıfın olduğuna dair ortak bir bakış açıları vardır. Bu açıdan sınıf yönetimi, anlamı ortak hale getirme ve bir anlam oluşturma sürecidir. Bu sürecin niteliği öğretmenin sahip olduğu iletişim becerileriyle yakından ilişkilidir. Bu sebeple sınıf yönetiminin temelini ise iletişim oluşturur(Turan 2012:2).

Sınıf yönetimi konusunda özellikle gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalara bağlı olarak sınıfta disiplini sağlama, öğrenci davranışlarının yönetimi ve kontrolüyle ilgili çeşitli modeller geliştirilmiştir. Sınıf yönetimi ve sınıfta disiplini sağlama konusunda geliştirilen çağdaş yaklaşımların çoğu, insancıl ve bilişsel psikolojinin izlerini taşır. Bu modeller, sınıf yönetimiyle ilgili bazı yaklaşımlarla ilişkilidir.

Genel anlamda disiplin kavramı, bir amaçla bir araya gelmiş insan grubunun düzen içinde yaşamasını sağlamak amacıyla seçilip konulmuş kuralları, hükümleri ve bunları uygulaması için alınan önlemleri ifade eder (Sarıtaş, 2000).  Disiplin denilince genellikle akla ceza gelir. Ancak yukarıdaki tanımda da işaret edildiği gibi, disiplin sadece ceza vermekten ibaret bir iş değildir. Disiplin, olumsuz davranışların meydana gelmesini önlemek için tutarlı ve kararlı davranışlarda bulunmaktır. Disiplin, yapılan işlerin belirli bir düzen içinde yürütülmesidir (Erdoğan, 2000).

Genel olarak psikolojiden yararlanılarak geliştirilen ve araştırmacıların soy adlarıyla bilinen bazıları, Dreikurs Modeli, Glasser Modeli,Kounin Modeli, Skinner Modeli,Canter Modeli,Ginnot Modeli, Jones Modeli, Redl & Wattenberg Modeli, Gordon Modeli, gibi modellerdir. Aşağıda  bu modellerden kısaca söz edilmiştir.

SINIF YÖNETİMİ VE DİSİPLİN MODELLERİ

1-Rudolf Dreikurs Modeli (Sosyal Disiplin Modeli); Dreikurs Modeli: Dreikurs’a (1982) göre öğrencilerin karşılamak istedikleri bazı temel gereksinmeleri vardır. Öğretmenin sınıf içi süreçlerde bunları dikkate alması gerekir. İstenmeyen davranışlar, tanınmak, dikkat çekmek, güç aramak, intikam almak ve yetersizlik göstermek gibi hedeflere ulaşmak için yapılan girişimler olarak görülmelidir. Öğretmen, bunları fark etmeli ve bunlarla baş edebilmelidir. Bazı insanlar, disiplin sağlamayı, çatışma veya davranış bozukluğu karşısında cezalandırma olarak düşünebilir. Çocuklar ise, genelde disiplini, yetişkinlerin koyduğu, kurallarını anlamadıkları karmaşık bir oyun olarak algılar.

Dreikurs, otokratik, serbest bırakıcı ve demokratik olmak üzere üç tip öğretmen

modeli olduğunu öne sürmektedir: Bu öğretmenlerin özellikleri ise şunlardır:

a) Otokratik öğretmen: Otokratik öğretmenler, genellikle sınıfa takım elbise ve

kravatlı girer, etrafa soğukça bakar ve öğrencileri selamlamadan derse başlar. Soru sormaya cesaret eden öğrenciyle dalga geçer. Bu gibi öğretmenler, sınıf kontrolünün

kendi elinde olduğu hissini vermeye çalışır. Bu durum ise istenmeyen davranışların oluşmasına neden olur. Öğrenciler, otorite figürünü reddetme eğilimi gösterir. Kendilerine insan gibi davranılmasını ister ve demokratik atmosfer ararlar.

b) Serbest bırakıcı öğretmen: Serbest bırakıcı öğretmenler, sınıfa girer girmez

gülümser. Sınıfta dolaşan öğrencilere hiç aldırış etmezler. Bu gibi öğretmenler etkisizdir.

Bu ortamda yaşayan öğrenciler, toplum içinde kurallara uyma gereğini ve kuralları çiğnemenin bir sonucu olduğunu öğrenemezler. Ne zaman, ne isterlerse yapabileceklerine inanırlar.

c) Demokratik öğretmen: Demokratik öğretmenler, sınıfa girer girmez öğrencileri selamlar, herkesin oturmasını ister ve herkesin dikkati toplanıncaya kadar bekler.Arkada dolaşan öğrencilere, kendilerini gördüğünü belirten sinyaller gönderir. Kuralları belirlerken öğrenci görüşlerini alır, öğrencilerin istenmeyen davranış sergilediklerinde sonuçlarına katlanacaklarını belirtir.

2- William Glasser Modeli (Gerçeklik Terapisi Teorisi); Glasser Modeli:Glasser, 1985 öncesi ve sonrası olmak üzere iki disiplin modeli ortaya atmıştır(Glasser 1990). 1985 öncesi modelde, sınıf kuralları, davranışlar ve disiplin konularıyla ilgili toplantıların etkili olacağını savunmaktaydı. Glasser, sınıf kurallarının kaçınılmaz ve kuralara uyma konusunda kararlılığın şart olduğunu belirtmektedir. Öğretmenler,öğrencilere iyi seçenekler sunmalı ve sorumluluklar vurgulanmalıdır.Glasser, 1985 sonrası modelinde kalite konusunda yoğunlaşmaktadır. Glasser’e göre okullarda çok az sayıda öğrenci yapabileceklerinin en iyisini yapabilmektedir.Öğrencilerin çoğu ya düşük nitelikteki çalışmayla ya da hiç çalışma yapmadan tatmin


3- Jacob S. Kounin Modeli (Dalga Etkisi); Kounin Modeli:Kounin (1977) çalışmasında, sınıfta disiplin sağlamada kaos teorisinde söz edilen dalga etkisinin önemine dikkat çekmektedir. Kounin’e göre öğretmen, bir öğrencinin istenmeyen davranışını düzeltince, bu durum, diğer öğrencilerin de davranışını etkiler.Kounin’in dalga etkisi üzerindeki araştırması, ders sırasında bir gün bir öğrencinin gazete okumasına karşı çıktığı sırada başlamıştır. Birden, sınıftaki diğer öğrencilerin davranışında bir farklılık gözlemiştir. Öğrenciler, daha dik olarak oturmuşlar ve dersi daha dikkatli dinlemeye başlamışlardır. Kounin’in gözlemi ona, öğretmenin uygun olmayan davranışa gösterdiği tepkinin,  bunu gören diğer öğrencilerin davranışlarını da etkilediğine inandırmıştır. Kounin, dalga etkisinin okulun ilk günlerinde daha etkili olduğunu da gözlemiştir. Ona göre öğretmen,istenmeyen davranış sona erinceye kadar “şunu demek istiyorum” diyerek kararlılığını göstermelidir. Öğretmenin, her an sınıfta olup biten her şeyin farkında olduğunu hissettirmesi gerekmektedir. Sınıfta verilen etkinliklerle meşgul olmayan öğrencilere öğretmenin, “bugün bu iş bitecek, henüz başlamadığınızı       görüyorum” demesi, onun uyanık olduğunu gösterecektir. Kounin’e göre, çeşitlilik yalnızca hayatın değil, çoğu dersin de baharatıdır. Kounin, çeşitliliğin bıkkınlığı azaltmada önemli rol oynadığını belirtmektedir. Öğretmen, farklı yöntem, etkinlik ve materyallerle çeşitlilik sağlayabilir.

4- Frederic Skinner Modeli (Davranış Değiştirme Modeli); Yeni Skinner Modeli: Skinner, öğrenme konusunda davranışçı teorinin temsilcileri arasında yer alır.Kendisi bir okul ve sınıf disiplin modeli önermemiştir. Diğer yazarlar, (Sharpley, 1985;McIntyre, 1989; Macht, 1989) onun öğrenmeyle ilgili ileri sürdüğü görüşleri, yeniden yorumlamışlar, okulda ve sınıfta öğrenci davranışlarının kontrol edilmesine uyarlamışlardır.Skinner’e göre davranış değiştirmede izlenecek temel yol ödül-ceza yöntemidir.Ona göre sistematik olarak ödüllendirilen davranış, öğrencilerin istenen yönde davranışlarını şekillendirmektedir. Öğretmen, istenen davranışı ödüllendirirse, öğrenci aynı davranışı tekrar etme eğilimi gösterir. Öğretmenler, öğrencilerin olumlu davranışlar geliştirmeleri için sözlü yorum, yüz ifadeleri, mimik, gülümseme, hoş söz,not ve yıldız gibi ödül ve pekiştireçler vererek ilgi ve çabayı artırabilirler.Ödüllendirilmeyen, göz ardı edilen ve ceza verilen davranış ise zayıflar ve söner.Ceza, istenmeyen davranışın yok olması için olumlu pekiştireçlerden daha çabuk etkisini gösterir. Fakat cezanın davranışı bastırırken, eğitim hedeflerini zedeleyen yönleri gözardı edilmemelidir. Ceza, öğrencilerde olumsuz duygular geliştirebilir ve öğretmene karşı soğukluk, düşmanlık gibi duyguların gelişmesine neden olabilir. Bu modele göre de, öğretmenlerin, öncelikle kurallar ve davranışların sonuçları hakkında öğrencilere açık ve net bilgiler, yönergeler vermesi gerekmektedir.


5- Marlene Canter Modeli (Kendine Güvene Dayalı Disiplin); Canter Modeli: Canter (1976) modelinin esası, öğrencilerin sorumlu davranışlar sergilemesi gereği üzerinde yoğunlaşmaktadır. Aile ve toplum için bu şarttır. Öğretmenler, disiplini sağlamak için ilk derste beklenti ve duygularını açıkça belirtmeli, belirlenecek sınıf kurallarını bir yere asmalı ve bu konuda ısrarlı davranmalıdırlar. Canter, öğretmenin başarısızlığının sebebini, disiplini sağlamadaki başarısızlığı olarak görmektedir. Canter, disiplini sıkı kontrol ve öğrencilere insanlık dışı davranma değil, insancıl öğrenme ortamı sağlayarak, psikolojik güvenlik ve yetenekleri genişletecek bir gereksinim olduğunu savunmaktadır.

6- Hiam Ginnot Modeli (Etkili İletişim Odaklı Model) Ginott Modeli: Ginott (1971) çalışmasında daha önceki araştırmalarında vurguladığı yetişkin ve gençler arasındaki iletişime yönelik tavsiyelerini sınıf içine uyarlamıştır. Ginott’a göre,disiplin, bir dizi küçük zaferlerden meydana gelir ve disiplini sağlamada en önemli faktör öğretmendir. Öğretmen, öğrencilerinde görmek istediği davranışlar için öncelikle kendisi iyi bir model olmalıdır. Ginott, öğrenci istenmeyen bir davranış sergilediğinde öğrencilere kesinlikle “aptal”, “tembel”, “sorumsuz” gibi kelimeler kullanmak yerine, doğrudan davranış üzerinde yoğunlaşarak durumla ilgili “ben mesajları” (ben hayal kırıklığına uğradım, ben kızgınım gibi) göndermesi gereğini vurgulamaktadır.

7- Lee Jones & Fred Jones Modeli (Sınıf Yönetimi Modeli),Jones Modeli; Jones’in disiplin modelinin temel kaynağı, öğrencilere kendilerini kontrol etme yönünde destek sağlamaktır. Jones (1979), tipik bir sınıfta öğretmenlerin, öğretim zamanının yaklaşık P’sini, görevi yapmayan veya diğer öğrencileri rahatsız eden öğrencilerle uğraşarak geçirdiklerini ileri sürmektedir. Başılca istenmeyen davranışlar ise, izinalmadan konuşma, gürültü yapma, başkasının yerine oturma gibi genel davranışlardır.Öğretmen, sistematik olarak vücut dilini etkili kullanarak, öğrenciyi cesaretlendirerek ve bireysel yardım sunarak zaman kaybını önleyebilir. Etkili vücut dili, vücudun duruş şekli, göz kontağı, yüz ifadeleri, sinyal gönderme, fiziksel yakınlık ile sağlanabilir. Öğrenciyi işe yoğunlaştırma, uygun davranmasını teşvik etme, motive etme öğrencinin iyi davranmasına yardımcı olur. “Hepiniz 45 dakika veya daha az zamanda işi bitirirseniz, son 10 dakika arkadaşlarınızla konuşma hakkı kazanacaksınız.” gibi sözlerle cesaret verilebilir. Öğretmenler, öğrencilere bireysel yardım sağlarsa, onlar da işi tamamlamaya daha fazla yöneleceklerdir.


8- Fritz Redl ve William Wattenberg Modeli; (Redl ve Wattenberg Modeli):

Redl ve Wattenberg (1959), öğrencilerin sınıf içindeki davranışlarını etkileyen psikolojik ve sosyal faktörleri açıklamışlardır. Bu modele göre, istenmeyen davranış, sınıfta çok çabuk olarak yayılır. Öğretmen, istenmeyen davranışa müdahale etmeden önce yayılma potansiyelini değerlendirmelidir. Yayılma potansiyeli yüksek ise, öğretmen, derhal duruma müdahale etmelidir. Bu konuda önerilen bazı stratejiler, göz kontağı, baş sallama, yanına yaklaşma, mizah yoluna başvurma gibi yollardır. Eğer davranışın yayılma potansiyeli düşük ise, davranış gözardı edilebilir, görmezden gelinebilir veya doğru davranışın ne olduğu belirtilebilir. Öğretmen, istenmeyen davranış ortaya çıktığında, sınıf içi etkinlikler için verilen zamanın fazla veya yetersiz olup olmadığını, etkinliğin öğrenci seviyesine uygunluğunu ve ilginç olup olmadığını gözden geçirmelidir.Redl ve Wattenberg’e göre, insanlar grup içinde, bireysel olarak davrandıklarından farklı davranmaktadırlar. Öğretmenlerin, grup dinamiğinin farkında olması, etkili sınıf yönetimi için önemlidir. Bu modele göre şu tekniklerle öğretmen grubu kontrol altına alabilir:Kendi kontrolünü kaybetmeme, duruma göre yardım sunma, istenmeyen davranışın altında yatan psikolojik, zihinsel ve ahlaki gelişim gibi faktörlerin ne olduğunu değerlendirme.Redl ve Wattenberg, öğretmenin belli öğrencilere fazla yakın davranmasının diğer öğrencileri kıskandırabileceğini ve ödül verirken gerçekten nitelikli çalışmalara verilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu modelde, öğrencilere kendilerinden ne beklendiği ve davranışlarının sonuçlarının ne olacağı dersin başında çok açık ve net olarak belirtilmelidir.Öğretmenler, yalnızca kendi duygularına göre davranmayıp, kendisini öğrencinin yerine koyarak ve ne hissettiklerini düşünerek sınıflarında olumlu iklim yaratabilirler.

 9- Thomas Gordon Modeli (Öğretmen Merkezli Model): Gordon,sınıfta disiplinin sadece ödül ve ceza ile sağlanamayacağını ileri sürer.Otoriter disiplinin öğrenci üzerindeki olumsuz etkilerine dikkati çeker.

Sınıf Yönetiminde Öğretmen Davranışı: Okulda ve sınıfta disiplinin sağlanması söz konusu olduğunda, yaygın olarak öğrenci davranışının, okul yöneticileri ve öğretmenler tarafından kontrol edilmesi anlaşılır

Sınıfta Etkili Öğretmen Davranışları;

Yeni bir bin yılla birlikte artan değişim hızı ve bu hıza ayak uydurabilecek nitelikli insan gücü yetiştirmek zorunda olan eğitim sistemimizin başarısı nitelikli öğretmenlere bağlıdır. Nitelikli insan gücünün yetiştirildiği yer sistemin en işlevsel parçası olan okul ve sınıftır. Bu nedenle etkili bir okul ve sınıf yönetiminin var olması gerekliliği kaçınılmaz olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sınıfı bir sistem olarak algılamayı gerektiren sınıf yönetiminin eğitim ve öğretim üzerindeki etkisi alan yazında genel kabul gören bir anlayış biçimidir. Etkili bir sınıf yönetimi olmaksızın sınıf ortamında öğrenciye kazandırılmak istenen davranış biçimlerinin istenen düzeyde gerçekleşebileceğini söyleyebilmek zordur.

Sınıf yönetimi, kaynakları örgütleme, çevreyi etkili bir biçimde düzenleme, öğrenci gelişimini gözleme, ortaya çıkabilecek öğrenci sorunlarını önceden tahmin edebilme gibi unsurları içeren sınıftaki hayatın bir orkestra gibi yönetilmesidir (Lemlech, 1988:3). Sınıf yönetimi bir öğretim sistemi olmayıp, modern sınıfın kaçınılmaz çeşitliliğini, karmaşıklığını eşgüdümleyen sistematik bir yöntemdir(Waterhouse, 1990:5). 


1.1.  Problem

Bir okulda, farklı yetenek, ilgi, değer, tutum, alışkanlık, kişilik özellikleri ve

sosyo-kültürel özelliklere sahip pek çok öğrenci bulunmaktadır. Farklı özelliklere sahip

bu öğrenciler zamanlarının büyük bir bölümünü geçirdikleri okulda aynı ortamı paylaşmak zorundadırlar. Bu süreçte hem birbirlerini tanımaya ve anlamaya hem de okul ortamına uyum sağlamaya çalışmaktadırlar. Öğrencilerin sahip olduğu bu farklılıklar çoğu zaman yaratıcı düşüncelerin ortaya çıkmasına neden oldu_u gibi çatışmalara da neden olabilmektedir. Bu nedenle eğitim ve öğretime ayrılması gereken zaman ve enerjinin önemli bir kısmı, öğrenciler arasında yaşanan çatışmaları çözmeye ayrılmaktadır. Okul ortamında yaşanan bu çatışmaların okulda öğretimi ve öğrenmeyi engellemesi yanında öğrencilerin gruplara bölünmesine neden olması gibi zararlı etkileri de vardır (Türnüklü, 2002).

           

Öğrencilere, kendi davranışlarını biçimlendirme, sorunlu davranışlarını değiştirme ve yönetme, aralarındaki çatışmaları yapıcı ve bütünleştirici olarak çözme ve yönetme becerisinin kazandırılması, öğrencinin kendi davranışları üzerindeki denetim ve sorumluluk duygularını geliştirmektedir. Buna bağlı olarak öğrenme ve öğretme süreci, öğrencilerin sorunlu davranış ve çatışmalarından daha az etkileneceği için, hem öğretmenin hem de öğrencilerin öğrenme etkinliklerine ayırdıkları zaman ve enerji de artacaktır. Böylece öğretmen ve öğrencinin öğretim ortamındaki verimliliği ve etkililiği de artacaktır (Johnson ve Johnson, 1996).

Bu araştırmada sınıf yönetimi ve disiplin modellerini  uygulayarak çözümleri ile ilgili bilgiler verilmektedir.


1.2.Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın genel amacı sınıf  yönetimi ve  disiplin modellerini incelemektir.

Tanıtılan disiplin modellerinin öğretim ortamlarında ihtiyaç duyulduğunda uygulanması, problemlerin çözülmesi ve eğitim öğretimin kalitesinin artırılması yolunda öğretmen donanımının desteklenmesine yardımcı olmaktır. Öğrencilerin de bu çalışmalarda problemin çözümüne katkı sağlama amaçlı desteklerinin alınmasını sağlamaktır. Kaliteli bir eğitim öğretim ortamının oluşturulması için problem  çözme yollarını kullanarak  sınıf içerisinde karşılaşılan davranış problemlerini öğrenci/öğretmen birlikte çözmelerinin gerekliliğini ortaya koymaktır.

1.3.Araştırmanın Önemi

Aynı eğitim öğretim ortamını kullanan Öğretmen ve  öğrencilerin eğitim öğretim faaliyetleri sırasında oluşabilecek engelleri aşma anlamında gerekliliğine inandırmak ve uygulamaktır.  Bu araştırma sınıfta sınıf yönetimi ve disiplin modellerini inceleyerek ilgili kişilere, taraflara  yardımcı olmaktadır.

1.4.Varsayımlar (Sayıltılar)

Bu konuda yapılan yayınların ve  makalelerin  literatür taraması araştırmanın geçerliliği açısından yeterlidir.

1.5.Sınırlılıklar

Bu çalışma, eldeki  yayınlanmış kaynaklar inceleyerek oluşturulmuştur.

1.6.Tartışma ve Yorum

Son zamanlarda her derece ve türden  okullarımızda sınıf yönetimi konusunda yada sınıfı yönetemediğinden, ortamın çekilmez bir hal aldığından  bahseden, öğretmenlerle ya da  öğretmeninin sınıfı yönetemediğinden bahseden öğrencilerle çok sık karşılaşır olduk. Üzülerek söylemek durumundayız bizzat dert yanan öğretmen sayısı hayli fazla oldu. Sınıf ortamında meydana gelen olayların sayısındaki artış, genç öğretmenlerin problemi çözmede etkili yolları kullanamadıklarını, hatta sorunu büyüten ve yeni sorunlara yol açabilen davranışlara başvurduklarını göstermektedir. Etkili  sınıf yönetimi ile ilgili çözüm yollarının günlük yaşam içerisinde öğrenci ve öğretmenlerce öğrenilmesi ve uygulamaya  konulması mümkün iken bunu içinden çıkılmaz bir olay, durum ya da olgunun oluşmasına sebep olunmaması için üniversitelerin eğitim fakülteleri öğretmenlik bölümlerinde okuyan genç öğretmen adaylarımıza ve mevcut çalışma hayatı devam eden her branştan, her cinsten, her yaştan öğretmenlerimize sınıf yönetimi ve disiplin modelleri konusunda yetişmeleri için sürekli eğitimlerin verilerek tüm öğretmenlerin bu eğitimden geçirilerek yeni disiplin modelleri tanıtılırken eskiden bildikleri disiplin modellerinin de hatırlatılarak bilgilerinin tazelenmesi sağlanacaktır. Dolayısı eğitimlerin tazelenmesi ve öğrenilen yeni bilgi/uygulamaların öğretim ortamlarına taşınması sağlanarak eğitim öğretime  katkıda bulunabilirler.

1.7.Sonuç ve Öneriler:

Yeni geliştirilen ve  uygulandığında eğitim öğretimin daha rahat ve verimli bir hale geldiğini gördüğümüz yeni sınıf yönetimi ve disiplin modellerinin okullarımızda eksiksiz ve başarılı bir şekilde uygulandığında,okullarımızda  olumlu davranışların yaygınlaştırılması ve öğrenciler ile öğretmenler arasında  olumlu  ilişkilerin geliştirilmesi ile beraber iyi bir eğitim öğretim ortamının oluşturulmasının sağlanması için;

1- Öncelikle üniversitelerin eğitim fakültelerinin  tüm  öğretmenlik bölümlerinde okuyan  genç öğretmen adaylarının sınıf yönetimi ve disiplin modelleri konusunda iyi yetişmeleri için yeterli süre de bu konunun verilmesi,

2- Mevcut çalışma hayatı devam eden her branştan, her cinsten, her yaştan öğretmenlerimize sınıf yönetimi ve disiplin modelleri konusunda yetişmeleri için sürekli eğitimler verilerek tüm öğretmenlerin bu eğitimden geçirilmesi,

3- Bu alanda sürekli yayınlar yapan bir televizyon ya da sürekli belli periyotlarla günlük, haftalık, aylık süreli yayınlar yapan televizyon programının hazırlanıp, sunulması,

   

Eğitim öğretime çok olumlu katkılar sunacağı/katkıda bulunabileceği söylenebilir.

Kaynaklar:

J. Kasin Lemlech. Classroom Management, Longman Press, Newyork. 1988, s.3.

R Waterhause. Classroom Management, Educational Press, Stafford, 1990, s.5.

Celep, P. D. (2004). Sınıf Yönetimi ve Disiplini. Ankara: Anı yayıncılık.

Erdoğan, İ. (2000). Sınıf Yönetimi. İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Sarıtaş, M. (2000). Sınıf Yönetimi ve Kurallarla İlgili Kurallar Geliştirme ve Uygulama, Sınıf Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar. Ankara: Nobel Yayıncılık.

Şişman, Turan, Sınıf Yönetimi, Pegem Yayıncılık 2012

(*)Mersin İli Eğitim Müfettişi ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi YLE Öğr.